Yönetim tarihinin klasik yaklaşım sahipleri Taylor - Fayol ve Weber'dir.
Bu yazımızın konusunu Taylor'un yönetim yaklaşımı oluşturmaktadır.
Bu yazımızın konusunu Taylor'un yönetim yaklaşımı oluşturmaktadır.
Taylorculuk veya Bilimsel Yönetim,
ilkeleri;
ABD'li
iktisatçı ve mühendis Frederick Winslow
Taylor tarafından 1880'lerde geliştirilmiş olan ve 1911 yılında
yayımladığı "Bilimsel Yönetimin İlkeleri" adlı eseri ile ortaya konmuş olan bir üretim
yöntemidir. Temel olarak bilim insanları tarafından maksimum verimi elde etmek
için üretimi yapmanın en iyi yolunu bulmayı amaçlar.
Üretim
organizasyonu, üretim için gereken jest, ritim ve kadans tekniklerinin
analizine, üretim eylemlerinin önceden tasarlanmasına ve iş başına ücret yerine
saat başına ücrete geçişe dayanır. Henry Fordtarafından üretim bandında çalışmayı
içeren ve bir parçasını Taylorculuğun oluşturduğu Fordçuluk ile karıştırılmamalıdır.
Önemli bileşenleri: Özgün bir teori olarak 1930'lu yıllarda geçerliliğini yitirmesine rağmen, birçok ana teması ve fikirleri günümüzun Endüstri Mühendisliği'nin ve işletme yönetiminin önemli bileşenlerinden bir çoğunu oluşturmaktadır.
Önemli bileşenleri: Özgün bir teori olarak 1930'lu yıllarda geçerliliğini yitirmesine rağmen, birçok ana teması ve fikirleri günümüzun Endüstri Mühendisliği'nin ve işletme yönetiminin önemli bileşenlerinden bir çoğunu oluşturmaktadır.
Bunlardan
bazıları:
·
Analiz;
·
Sentez;
·
Mantık;
·
Rasyonellik;
·
Deneysellik;
·
İş etiği;
·
Verimlilik;
·
İsrafın önlenmesi;
·
En iyi bilinen yöntemlerin standardizasyonu,
geleneksel yöntemlerin sorgulanması;
·
El ustalıgına dayalı işlerin seri üretime geçirilmesi;
·
Çalışanlardaki bilgilerin diğer çalışanlara, aletlere,
süreçlere ve belgelere taşınması vb.
Ana
amacı Ekonomik verimliliği, özellikle de işçi verimliliğini
arttırmak niyetiyle, iş akışlarını analiz eden ve sentezlemeyi öncelik
olarak belirler.
Üretim süreçlerine ve İş idaresine bilimsel tekniklerin uygulanmasının en erken örneklerindendir.
Üretim süreçlerine ve İş idaresine bilimsel tekniklerin uygulanmasının en erken örneklerindendir.
Etkinliğinin
zirvesine 1910'lu yıllarda ulaşmıştır.
1920'li
yıllardan itibaren etkisini karşıt ve tamamlayıcı teknik ve fikirlerin
oluşmasını sağlayarak göstermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder